NUH A.S:
26 "Allah'tan
başkasına kulluk etmeyin. Korkunç bir gününün azabına uğramanızdan
korkuyorum." demişti de,
27 Toplumunun küfre
sapanlarından bir grup kodaman şöyle konuşmuştu: "Bize göre sen, bizim
gibi bir insandan başkası değilsin. Bakıyoruz sana, ayak takımımızın basit
görüşlü insanlarından başkası ardına düşmüyor. Sizin bize hiçbir üstünlüğünüzün
olduğuna inanmıyoruz. Aksine, sizi yalancılar sayıyoruz."
28 Nûh dedi ki:
"Ey toplumum! Bir düşünün! Ya ben Rabbimden gelen bir beyyine
üzerindeysem; katından bana bir rahmet vermiş de o rahmet sizin gözlerinizden
saklanmışsa! Siz ona tiksintiyle bakarken, biz sizi ona zorla mı
ulaştıracağız?"
29 "Hem ben
sizden buna karşı bir mal da istemiyorum. Benim ücretim Allah'tandır. Ama ben
iman edenleri paylayıp kovamam. Çünkü onlar Rablerine varacaklar. Ama sizin
cehalete batmış bir toplum olduğunuzu görüyorum."
30 "Ey toplumum!
Eğer ben onları paylayıp kovarsam, Allah'a karşı bana kim yardım edebilir? Hâlâ
düşünmüyor musunuz?"
31 "Ben size
demiyorum ki, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır. Ben gaybı bilmem. Ben bir
meleğim de demiyorum. Ama gözlerinizin horlayarak baktığı kişiler için, 'Allah
bunlara hiçbir hayır vermeyecek' diyemem. Onların benliklerinde neyin saklı
olduğunu Allah daha iyi bilir. Başka türlü davranırsam kesinlikle zalimlerden
olurum."
32 Dediler ki:
"Ey Nûh! Sen bizimle uğraştın, bizimle mücadelede çok da ileri gittin.
Eğer doğru sözlülerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi ortaya getir."
33 Nûh dedi: "Onu
size, dilediği takdirde ancak Allah getirir, siz de hiçbir engel
çıkaramazsınız."
34 "Eğer Allah
sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermeyi gaye edinsem de öğüdüm size
hiçbir yarar sağlamaz. O'dur sizin Rabbiniz ve O'na döndürüleceksiniz."
İBRAHİM AS.
3 Kıyamet gününde ne
hısımlarınızın ne de çocuklarınızın size hiçbir yararı olmaz. O, sizi
birbirinizden ayıracaktır. Allah, işleyip ürettiklerinizi açık açık
görmektedir.
4 İbrahim'le,
beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar
toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk
ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz
Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret
olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af
dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey
Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız
sanadır!"
5 "Ey Rabbimiz! Bizi,
küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz!
Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin."
6 Yemin olsun, onlarda
sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlere çok güzel bir örnek vardır.
Kim yüz çevirirse şunu bilsin ki, Allah, sınırsız zengindir; tüm övgülerin
sahibidir.
MUSA AS.
60 Bir zamanlar Mûsa,
toplumu için su istemişti de biz, "Değneğinle şu taşa vur!" demiştik.
Taştan hemen oniki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine özgü su kaynağını
bilmişti. "Allah'ın rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak
şuna buna saldırmayın." demiştik.
61 Siz şöyle
demiştiniz: "Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız; bizim için
Rabbine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan,
sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle
demişti: "Siz daha aşağı bir nimete daha üstün bir nimeti mi değişmek
istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır." Ve
üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba
çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr ediyor ve
haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyan ettikleri için böyle oldu.
Sınır tanımıyor, azgınlık yapıyorlardı.
İSA AS.
49 Onu Beniisrail'e
şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden
bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim
de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri
Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı
size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize
vardır."
110 Hani, Allah şöyle
demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi
hatırla. Seni Ruhulkudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında
insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim.
Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o
benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle
iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden
uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre
sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil
bu."
MUHAMMED A.S
81 Ve de ki: "Hak
geldi bâtıl yıkılıp gitti. Bâtıl, yok olmaya zaten mahkûmdu."
82 Biz Kur'an'dan,
inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin
yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor.
83 İnsana nimet
verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da hemen ümitsiz
oluverir.
84 De ki:
"Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin
kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir."
85 Ve sana ruhtan
sorarlar. De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden sadece az
bir şey verilmiştir."
86 Yemin olsun, biz
dilesek sana vahyetmiş olduğumuzu tamamen gideriveririz, sonra onu elde etmek
için bizim katımızda kendine bir vekil de bulamazsın.
87 Ancak, Rabbinden
bir rahmet müstesna. Kuşkusuz, O'nun sana lütfu pek büyüktür.
88 De ki: "Yemin
olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir
araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de
ortaya getiremezler."
89 Yemin olsun, biz bu
Kur'an'da, insanlar için her benzetmeden nice örnekler sıraladık. Ama
insanların çoğu inkâr ve nankörlükten başka bir şeyde diretmediler.
90 Dediler ki:
"Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!"
91 "Yahut senin,
hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl
şarıl ırmaklar akıtmalısın."
92 "Yahut iddia
ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve
melekleri karşımıza dikmelisin."
93 "Yahut
altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına,
okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!" De
ki: "Rabbimin şanı yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki?"
94 Kendilerine hak
kılavuzcusu geldiğinde, insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka
bir şey engel olmadı: "Allah, bir insan mı resul gönderdi?"
95 De ki: "Eğer
yeryüzünde doygunluğa ulaşmış melekler dolaşır olsaydı, elbette gökten onlara
bir melek-resul gönderirdik."
96 De ki:
"Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, kullarından
haberdardır, onları görmektedir."
97 Allah kime hidayet
verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun
dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir
halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi
dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz.
98 Cezaları işte
budur. Çünkü ayetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: "Biz, bir kemik
yığını olduktan, un-ufak hale geldikten sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni
bir yaratılışla diriltileceğiz?"
99 Görmediler mi ki,
o, gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini yaratmaya da
Kaadir'dir. Onlar için bir süre belirlemiştir, bunda kuşku yok. Ama zalimler,
inkârdan başka bir şeyde direnmiyorlar.
100
De ki: "Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da
harcanır-biter korkusuyla cimri davranırdınız." İnsan çok cimridir.