28 Nisan 2014 Pazartesi

DİLENCİ İTHALATI (ENSARLIK SORUNSALI)


Mecidiyeköy'ün kaldırımlarına hafta sonu ve resmi tatiller dışında hergün 2 milyon ayak basar işine okuluna gidenler hergün buradan geçerler ruhsuz ve insanlarının işine giderken aktarma yaptığı bir semttir Mecidiyeköy... Son bir yıldır kınalı ve kınasız çıplak çocuk ayakları değmeye başladı bu ruhsuz semtin sokaklarına.... Suriyeli çocuklar Suriyeli anne ve babalar artık dilencilerimizi bile ithal etmeye başladık.

Onlardan önce yurda konmuş ve imana sarılmış olanlar, kendilerine hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa bile, ötekileri kendi nefslerine tercih ederler. Nefsinin cimriliğinden/doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.(59-9. Ayet)

Kur'an biz insanlığa bunu der. Biz her ayette olduğu gibi yine kulaklarımıza ağırlık kalplerimize kabuklar bağlarız Allahın ayetlerine. Hocaefendiler,Şeyhefendiler,Hacı lakaplı ekâbirlerin en büyük temennisidir Eshab-ı kiram olabilmek. Keşke o nesilden olabilsek diye timsahvari akıtırlar gözyaşlarını... Rüyalarına Resullullahın geldiğini söyleyerek Sahabelik'lerini ilan ederler. Herkese Ensarın muhteşem konukseverliği ile ilgili hikaye ve rivayetleri anlatırlar. Keşke bizde yapabilsek derler. Neden 21. yüzyılın ilk çeyreğinin Ensar'ı olma fırsatı ayağımıza gelmişken bunu geri teperiz. Neden Mülk Allahındır yazan apartmanlarımızın bir dairesini Suriyelilere açmayız? Neden Ticarethanelerimizde bir tezgahı suriyelilere vermeyiz? Neden ihtiyacımızdan fazlasını Suriyelilere infak etmeyiz?

Allah bizleri affetsin Ensarlık fırsatını teptiğimiz için,Allah razı olsun poğaça parası üstü bozuklarını infak edenlerden...

Allah nasip etsin bizlere o kınalı ayakları ruhsuz ve soğuk mecidiyeköy kaldırımlarından çekmeyi,Allah lanetlesin ikinci,üçüncü eş olarak Suriyeli genç kızları satın alanları...

Selam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder